KONFERANS: TÜRK AKADEMİSİNİN BALKANLARA İLGİSİ: YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA TEZLERİ

 

Konferans: TÜRK AKADEMİSİNİN BALKANLARA İLGİSİ: YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA TEZLERİ

 


Konuşmacı: Doç. Dr. Yasin ŞEHİTOĞLU (YTÜ İşletme Bölümü)
Moderatör: Doç. Dr. Ali ÇAKSU (YTÜ Felsefe Bölümü/ BALKAR Müdür Yardımcısı)

 

Doç. Dr. Yasin Şehitoğlu: Türk Akademisi Balkanlar’a “Ekmek Çıkmaz” Gözüyle Bakıyor

 

Bundan iki ay önce Bükreş’te Balkanlar Kongresi düzenlendi ve her yıl düzenlenen bu kongreye katıldım. Kongrede Balkanlara ilişkin bildiri sunmamın şahsım için değeri daha fazla oldu. 2 sorum vardı:
1. Türk akademisinin Balkanlara ilgisi nasıl?
2. Dünyanın Balkanlara ilgisi nasıl? Türk akademisiyle neler ortak, neler farklı?
Çalışmamı, İşletme Yönetimi alanında geliştirdim ve “genel sosyal bilim alanında gelecekte neler konuşabiliriz” konusunda önerilerde bulunmaya çalışacağım. 
SSCI endeksli dergilerdeki konuları inceledim ve YÖK Ulusal Veri Tabanındaki Balkanlarla ilgili tezleri inceledim. Toplamda 1110 tez tespit ettim ve bunların detaylarını sunacağım. 
Yöntem olarak İçerik Analizini kullandım. Balkan ülkesi isimlerini yazarak arama yaptım. Arama butonuna Bosna-Hersek, Arnavutluk, Kosova, Bulgaristan, Yunanistan, Slovenya, Makedonya, Romanya, Karadağ, Sırbistan, Makedonya, Hırvatistan ve Balkanlar yazarak tek tek bütün tezleri inceledim. 1110 tezden 42’si İşletme Yönetimi ile ilgili. Bu 42 tezden 28’ine erişim sağlayabildim. Tezlerin üçte birine erişim engeli konulmuş. Ayrıca 1110 tezin ’i doktora tezidir (yaklaşık 120 tez). 
Tezlerin konuları hakkında 18 ayrı alan tanımladım. 
- Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, Tarih, Din, Sanat, İktisat, Sosyoloji, İşletme, Mühendislik, Folklor, Psikoloji vb.

Balkanlar’a yönelik yapılan çalışmaların %28’i Bulgaristan hakkındadır. Üzerinde en çok çalışılan ülke Bulgaristan, en az çalışılan ülke ise Slovenya’dır. Balkanlar üzerine yapılan çalışmalar en fazla (%35 oranında) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında, en az ise (%0,7 oranında) Psikoloji alanında yapılmıştır. 
Örneğin; Arnavutluk üzerine Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında 27, Tarih ve Din alanında 9’ar tane, Hukuk alanında 5, İşletme alanında 6, Eğitim-Öğretim alanında 5, Kamu Yönetimi alanında ise 3 tez yazılmıştır. 
Hırvatistan üzerine toplamda yalnızca 8 çalışma yapılmıştır. Türkiye’nin Hırvatistan ile toplamda 9 futbol karşılaşması olmasına rağmen, Türkiye’de Hırvatistan üzerine toplamda yalnızca 8 tez yazılmış olması ilginçtir. Bu sonuç gösteriyor ki Türk akademisi Hırvatistan’ı tanımıyor. 
Türkiye’nin üye olmak istediği Şangay İşbirliği Örgütü üzerine hiç doktora tezi yazılmaması ile de benzer bir durumla karşılaşıyoruz. 
Balkanlar üzerine toplamda İşletme alanında 42 çalışma yapılmış, Folklor üzerine ise 1 çalışma yapılmıştır. Görüldüğü gibi akademideki durum aslında hiç iyi değildir. 
İşletme alanında yazılan tezlere bakacak olursak;


ÜLKE TEZ
Bulgaristan 8
Romanya 7
Arnavutluk 6
Balkanlar 4
Kosova 4
Makedonya 4
Yunanistan 4
Bosna-Hersek 3

 

Bu ülkeler üzerine yazılan İşletme alanındaki tezlerin alt başlıklarına bakacak olursak; 9 tane Pazarlama, Çoklu Sektörler üzerine 14, Bankacılık üzerine 6 tez yazılmıştır. Bu tezlerden 6 tanesi Yöneticiler, 6 tanesi ise çalışanlar üzerine yazılmıştır. 
Tezlerin alt başlıklarına bakacak olursak; İthalat-İhracat, Sosyal Sorumluluk, Ekonomik Kriz, Hizmet Kalitesi, E-alışveriş vs. gibi konular karşımıza çıkmaktadır. 
2010 Mayıs ayında güncellenen tüm SSCI dergilerini taradım. 25 derginin 10’u Romanya’da, 7’si Hırvatistan’da, 5’i Slovenya’da, 1’i Sırbistan’da, geri kalan 2’si de genel Balkanlara aittir. Seçtiğim 5 derginin 3 senelik yayınlarını taradım. Yani yaklaşık 400 makale inceledim. Uluslararası akademi Balkanlar hakkında ne çalışıyor görmek istedim. Bu sebeple Balkan ülkesi olmayan ülkelerin de dergilerini incelemenin faydası olacağı için, İngiltere’de yayınlanan 2 dergiyi inceledim. Avrupalılar genellikle Balkanlar için “Güneydoğu Avrupa” derken, Türkiye bu bölgeye “Balkanlar” demektedir. İncelediğim 2 İngiliz dergisinden biri “Güneydoğu”, diğeri ise “Balkanlar” isimlerini taşımaktadırlar. 
Türkiye’de yazılan tezlerden çok azı bölge ihtiyaçlarını bilerek yazılmıştır. Yazılan bu 1110 tezden yaklaşık 750’si Balkanlar’dan gelen öğrencilere yazdırılmıştır. Başlangıçta avantajlı olarak görünen bu durum, aslında bir problemi karşımıza çıkarmaktadır. Bir diğer problem ise seçilen tez konularının bölgenin ihtiyaçlarıyla ilgisinin olmamasıdır. 
Öğrenci arkadaşlara SSCI endeksli dergilerde editör notunu okumalarını tavsiye ediyorum. Editör notunda Göçmen Sorunundan bahsedildiğinde, örnek olarak Göçmen Girişimciliği önem kazanıyor. Buna ek olarak Yerel yönetimler, Örgütsel Davranış, Stratejik Planlama, İş Dünyası ve Kamu ilişkisi alanlarında da çalışmalara çok ihtiyaç vardır. Ortak projeler yürütülebilir. 
Örneğin; TUBİTAK 2528 ve Romanya Bilimsel Araştırma Otoritesi ve İşbirliği projesi başlatıldı fakat tek bir çalışma dahi yapılmadı. Son olarak, İşletmecilik ve İktisat Tarihi de Balkanlar üzerine yapılan araştırmalarda önemseniyor. Bu ülkeler Eski Osmanlı coğrafyasında bulunduklarından tapu kayıtları da bizim arşivlerimizde yer almaktadır. 
Türkiye’de nicel çalışma yapma isteği ileri safhalardadır. Fakat bunu nitel çalışmalarla da desteklemek gereklidir. Ayrıca nicel çalışma yöntemini de bilmediğimizi görüyoruz. Yöntem bilgisizliği ile dünya ölçeğinde yer alma şansımız düşüktür. Halbuki nicel yöntem kullanılarak oluşturulan tezlerde “usul” önemsenmiştir. 
Ardından konferansımızda dinleyicilerden gelen soru-cevap bölümüne geçilmiştir.

 

 

Doç. Dr. Ali ÇAKSU: Balkanlarda 6 yıl kaldım ve Türkiye ile çok ilgili olduklarını gördüm. Türk dizileri takip ediliyor. Türkiye’deki çalışmaları da takip ediyorlar. Örneğin Osman Karatay’ın Hırvatistan ile ilgili çalışmaları orada yakından takip ediliyor. 


SORU (Öğrenci): Balkanlara akademik ilginin az olmasının sebebi ne olabilir?

Doç. Dr. Yasin ŞEHİTOĞLU: Genel olarak Türk akademisinde “bu tezden ekmek çıkar mı?” gözüyle bakıyoruz. Balkan coğrafyası ekmek çıkmayacak bir coğrafya olarak görülmektedir. Örneğin televizyon programlarıyla vs. Ortadoğu daha popüler hale gelmiştir. Milyonlarca göçmen Türkiye’ye sığındı. Fakat bunlarla ilgili fazla bir şey yok. 
Bizim gözümüzde Balkanlar, Avrupa sayılmıyor. Bize göre, Macaristan’dan sonra Avrupa başlıyor. 
Ben olsam önce Romanya üzerine çalışmaları teşvik ederdim. Nitekim orada epeyce bir Türk/Tatar nüfusu var. Ayrıca orada “Türk çingenesi” olarak bilinen bir grup var. Onlarla da birebir görüştüm.

 

Doç. Dr. Ali ÇAKSU: Peki Kafkasya’ya ya da Ortadoğu’ya ilgi var mı? Bence o bölgelere olan ilgi akademide daha da azdır.

Doç. Dr. Yasin ŞEHİTOĞLU: 1110 tez az değil, ama bunların içeriği ya da niteliği nedir? Bence asıl sorunumuz budur.

 

Prof. Dr. Mehmet HACISALİHOĞLU (BALKAR Müdürü): Sayın Yasin Şehitoğlu bize İşletmeci gözüyle Balkan çalışmalarını değerlendirdi ve bir çok değerli öneride bulundu. Kendisini dinlerken aklıma birçok soru ve konu geldi. Yıllardır Türkiye’de Balkan uzmanı ve diğer bölgeler için uzman yetiştirecek, yüksek lisans ve/veya doktora programı açacak akademik birimlerin (bölüm, anabilimdalı veya enstitülerin) açılması gerektiğini savunuyoruz. Konuyu Sayın YÖK Başkanına da ilettik. Ama henüz bu konuda somut bir gelişme olmadı.

 

Prof. Dr. Kenan AYDIN (YTÜ İİBF Dekanı): Yasin Şehitoğlu ve Ali Çaksu’ya çok teşekkür ediyorum. Geçtiğimiz dönemde 100/2000 proje başlatıldı. Geçen dönem bürokratik nedenlerle başvuru yapamadık. Aynı program 2018’in Şubat ayında tekrar edilecektir. İnşallah bu konu çözülecektir.

 

Yrd. Doç. Dr. Cevdet ŞANLI (YTÜ Eğitim Fakültesi / BALKAR Yönetim Kurulu Üyesi): Dünya siyasetinde edilgen bir pozisyondayız. Diğer ülkelerde bunlar profesyonel bir şekilde yazılıyor. Balkan dillerinde 8-10 bin Türkçe kelime, atasözü ve deyim var. Ben dil alanında çalışıyorum. Fakat bu konuları orada yapılan çalışmalardan öğreniyoruz, bizde bunlar çalışılmıyor. 
Bir bürokrat bana “Türkiye’nin özel olarak Kosova üzerine siyaseti yoktur” dedi. Oysa Kosova fiilen BM tarafından yönetiliyor ve Türk askeri ise Türklerin yaşadığı Prizren’e değil de oradaki komutanın istediği yere gönderildi. Yani Balkanlarla ilgili bizim devlet politikamız maalesef yok. Artık bizim farklı çalışmalar yapacak akademisyenler yetiştirmemiz gerekiyor. 
ABD Makedonya’da Büyükelçilik binası açıyor, Kosova’da yer altında üsler kuruyor. Fakat bizim bu olanların hiçbirinden haberimiz yok. Mantıklı bir devlet siyaseti ortaya koymamız gerekmektedir.

 

Doç. Dr. Yasin ŞEHİTOĞLU: Bükreş’te 935 şehidimizin bulunduğu Türk mezarlığı var. Ben bunu daha önce bilmiyordum. 1930’larda Hamdullah Suphi TANRIÖVER orada Büyükelçilik yaparken bu konuyla ilgileniyor ve bunun sonucunda Türk şehitliği yapılıyor. 535 askerin ismi tespit ediliyor. 400 kişi ise toplu mezarda bulunuyor ve bu şehitlerin isimleri bilinmiyor. 
Mezarlığı Romanya Büyükelçimiz ile birlikte gezdik. Şehitlik, anlaşma gereği Türk toprağı olarak kabul ediliyor. 1917 tarihinde şehit düşmüşler. Şehitliğe gittiğimizde orada cenaze merasimi vardı. Mısırlı bir baba burada kızını kaybetmiş. O da Müslüman olduğu için Büyükelçilikten izin alarak kızını buraya defnediyordu. Mısırlı bu babaya “kızınızı neden buraya defnediyorsunuz?” diye sorduğumda, “Burası Türk toprağı, Türk benim kızımı korur. Fakat diğer yerlerde kızımın başına ne geleceğini bilmiyorum” cevabını verdi. 
Balkanlılar aslında bizi bizim onları önemsediğimizden daha fazla önemsiyorlar. 
“18. yüzyıl Osmanlı Saray Müziği Enstitüsü” adıyla İngiltere’de bir enstitü olduğunu oradan gelen bir profesör vesilesiyle öğrenmiştim. İngiltere gibi Batı ülkeleri bu kadar uzmanlaşmaya ve bölge uzmanlığına önem veriyor. Bizim de bu bölge uzmanı yetiştirme konusunda somut adımlar atmamız lazım. 
Konferansımız öğrencilerden gelen birkaç sorunun yanıtlanmasının ardından sona ermiştir. 


Rapor: M. Hacısalihoğlu
Redaksiyon: Aslıhan Alkanat (BALKAR Asistanı)